Genel Haberler
İnanç Hürriyeti, Temel İnsan Hakkıdır
Kamu Hizmeti Komisyonunun 1 Kasım 2019 tarihli yazısı uyarınca atanan bir öğretmen ile ilgili basında yer alan haberler tarafımızca değerlendirilmiştir.
Kamu Hizmeti Komisyonunun bu atama ile ‘büyük bir hata yaptığını’ savunan ve toplumun elçilik vasıtası ile bölünmeye çalışıldığını iddia eden bir sendika; ‘dini sembolle atanan öğretmen’ ve ‘dini sembollerle toplumu bölmeye çalışma’ ifadeleri ile toplumu ayrıştıran, ötekileştiren ve aslında kendi söylemleriyle toplumu ‘bölen’ bir yaklaşımda bulunduğunu görmekteyiz. Yeri geldiğinde ağızlarından düşürmedikleri hoşgörü ve barış içinde yaşama söylemlerinin koca bir yalan olup iç dünyalarındaki dini ve milli değerlere olan nefretin bir yansıması olduğunu, baskı ve yasaklama düşüncesinin temelinde de, jakoben bir azınlığın korkularına dayanan fiili ve zorbaca bir tutumun yattığını yaşanan bu son olay bizlere açıkça göstermektedir.
Demokratik bir toplumda hiçbir otorite ve makam; insanları belirli bir kıyafet biçimini benimsemek; baskı, ima, tehdit gibi zorlayıcı yöntemler veya kural koymak, kanun çıkarmak gibi hukuki veya idari düzenlemelerle de başlarını örtmek ya da açmak zorunda bırakamaz. Bu yöndeki düzenlemeler, hiçbir siyasi ve felsefi ilkeye dayandırılamaz.
KIBTES; önemle ve özellikle vurgular ki; yürürlükte olan kanun, yönetmelik, tüzük veya genelgelerin hiç birisinde, kadın kıyafetlerinden herhangi birinin yasak olduğuna, suç teşkil ettiğine veya cezalandırılması gerektiğine ilişkin tek satırlık bile bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu anlamda Anayasa’nın 49’uncu maddesinde yer alan “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir” hükmü çerçevesinde, kamu hizmetine girmek bir “hak” olarak düzenlenmiştir. Yine Anayasa’nın 23. Maddesindeki “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Kimse dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz, suçlanamaz” hükmü kamudaki özgürlükleri belli bir güvenceye bağlamış bulunmaktadır. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde de yer alan bu güvenceden herkes yararlanmak durumunda olup, devlet memurlarının istisna tutulması veya bu konuda kendilerine bir kısıtlama getirilmesi söz konusu olamaz. (Madde 18 : Herkes düsünce, vicdan ve din özgürlügü hakkına sahiptir. Buna gore, herkes din ya da inanç değiştirmekte özgürdür. Ayrıca dinini ya da inancını tek başına ya da toplulukla birlikte açık olarak ya da özel olarak ögretim, uygulama, ibadet ve ayinlerle açıklama özgürlügüne sahiptir.)
Bu bağlamda temel bir hak ya da özgürlüğe getirilecek bir sınırlama her şeyden önce toplum vicdanında karşılığını bulmalı; adalet ölçüleriyle bağdaşmalıdır. İnsanların başkalarının hak ve hürriyetlerini engellemeyen, kamu düzenini ve kamu sağlığını bozmayan bireysel inanç ve kanaatlerinin yaşanması niteliğindeki davranış ve eylemleri sergilemeleri; kişiliklerine bağlı, doğuştan kazandıkları, devredilemez ve vazgeçilmez haklarındandır. Bu çerçevede; kişilerin inanç ve düşüncelerinin gereğinin yerine getirilmesi; inançları doğrultusunda yaşam pratiklerine sahip olmaları, hem temel haklar ve özgürlükler teorisinin gereğidir, hem de Batılı demokratik rejimlerin tümünde ortak uygulama alanı bulan bir konudur.
Yukarıda ifade edilen düşünceler doğrultusunda KIBTES; Milli Eğitim Bakanlığını belli çevrelerin tüm baskı ve tehditlerine karşı dik durmaya, atanan öğretmenine sahip çıkmaya, toplumu rahatlatıcı ve özgürlükleri önceleyen açıklamalar yapması noktasında göreve çağrımakta olduğunu kamuoyuna saygıyla duyurmaktadır.
Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES)
Himmet TURGUT
BAŞKAN